Ahşap oymacılık sanatına kendisini adayan Salih Zeki Tekin, bu sanatın yaşatılmasını istiyor.
İslam ülkelerinin çoğunda büyük önem verilen, Anadolu'da da Selçuklular döneminde gelişip kendine özgü bir niteliğe ulaşarak Osmanlılar'da yaygın olarak kullanılan ahşap oymacılık sanatına kendisini adayan 64 yaşındaki Salih Zeki Tekin, bu sanatın yaşatılmasını istiyor.
Teknolojik gelişmelerinde etkisiyle günümüzde bu sanatı icra edenler yok denecek kadar az olsa da 1963 yılında daha ortaokul öğrencisiyken bir marangoz atölyesinde aldığı ahşap kokusunun etkisiyle ahşap oymacılığına başlayan Tekin'in "hakkak"lık yolculuğu ise İstanbul'da inşaat mühendisliği okuduğu yıllarda bir camide gördüğü ahşap üzerine yazılmış hüsn-i hatlarla başladı.
Kendi yazdığı hatları ahşaba işleyen ve aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı olan Tekin, "Bir gün İstanbul'da bir camide ahşaba yazılmış hüsn-i hatlar gördüm. Dedim ki ben bunu kağıda yazıyorum neden ahşaba yazıp oymayayım? O günden beri benim kağıdım ahşap oldu." dedi.
Tek amacım gençlere bunu aşılamak, öğretmek
Tekin, sergilerini de asla satış amaçlı yapmadığını, bu sanatı gelecek kuşaklara aktarmak amaçlı olduğuna vurgu yaparak, "Ben bunu satış amaçlı yapmıyorum. Tek amacım gençlere bunu aşılamak, öğretmek. Gelsin görsünler ve ölmüş olan bu sanatı yaşatsınlar diye gayret ediyorum. Benim bütün amacım bu" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da yapımı devam eden Çamlıca Camisi'nin 2017 yılında yapılacak açılışında ahşap oyma sanatı alanındaki dünya rekoru çalışması ile katılacağını ifade eden Tekin, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bir dünya rekorum var, Peygamber Efendimizin hilye-i şerifi. Bu dünyada bir ilk. Ahşabı yekpare 2 metre 20 santim boyu, 103 santim eni, 6 santim kalınlığı, maun sapelli, Türkiye'de bulamadım bu ağacı Afrika'dan getirdim. Bunu bu sene Çamlıca Camisi'nin açılışında sergileyecektik fakat cami bitmediği için 2017 yılının Kadir Gecesi'ne ertelendi. Onun yanında Çamlıca Camisi'nin açılışında 150 eserle Kadir Gecesi bir sergi açacağım."